|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
 |
 |
 |
 |
ULUBEYLİ OLMAK, AYRICALIKTIR...! |
 |
|
|
Orta Karadeniz Bölümü’nün küçük fakat şirin şehirlerinden birisi olan Ordu, Karadeniz’in mavisi ile Boztepe’nin yeşilinin kucaklaştığı şerit üzerinde yer yer yükselen taflanları, kırmızı çiçekli zakkumları, servileri ile âdeta Akdeniz âlemini hatırlatan bir dokuya sahiptir. Karadeniz sahillerinin tarihi ile ilgili MÖ VII. yüzyıla kadar fazla bir bilgi yoktur. Ancak MÖ 12-11. yüzyıllarda Fenikelilerin Doğu Karadeniz’e geldikleri, sahil kentlerinde pazaryerleri kurdukları bilinmektedir. Bu yüzyıllarda Anadolu’ya egemen olan Hititlerin Doğu Karadeniz sahil kesimiyle ne ölçüde ilgilendikleri de henüz açıklık kazanmış değildir.
MÖ VII. yüzyılda kolonizasyon hareketine girişen Miletosluların, Doğu Karadeniz sahillerine geldikleri, Sinop kentini (MÖ 562) kurdukları, MÖ VI. yüzyılın başlarına doğru da bu günkü Ordu kenti yakınındaki Cotyara (Kotyora) yerleşim yerini kurdukları bilinmektedir. Bu arada Amisas (Samsun), Oneo (Ünye), Kerasus(Giresun) sahil kentleri de yine Miletoslular tarafından küçük ticaret merkezi olarak kurulmuşlardır. Miletoslular ile birlikte yöreye zengin bir kültürün geldiği, Grek dilinin bölgede yaygınlaştığı bilinmektedir. Bununla beraber MÖ son yüzyıllarda bölgede Pontus Krallığı ile Pers Krallığı'nın birlikte egemenlik izlerinin bulunduğu, insan isimlerinde Iran kökenli isimlere rastlanmasından ve dini inançların göstergelerinden anlaşılmaktadır.
Kolonilerin zenginleşmesi bu sahil şehirlerini yabancı kavimlerin ele geçirmesi ihtimalini ortaya çıkardığından bu sitelerin surlarla çevrilmesi gereği ile karşılaşılmıştır. Doğu Karadeniz’in ceviz ve fındık ile kirazının Batıya bu dönemde götürülerek tanıtıldığını, yunus balıklarından elde edilen yağın aydınlanmada ve yemek yapımında kullanıldığını, Karadeniz balığından yapılan Pontus salamurasının Roma’da alıcı bulduğu, bu şehirlere deniz yoluyla gelen malların İç Anadolu’ya Fatsa’dan, Kotyora’dan (Ordu) sevk edildiği tarihi araştırmalardan anlaşılmaktadır. Ordu sahillerinin bugünkü kasabaları olan Ünye, Fatsa, Bolaman, Vona ile o zamanın kasabaları Yason ve Kotyora bu deniz ticaretinden en fazla yararlanan şehirlerdir. |
|
Anadolu Selçuklularına bağlı olarak, 1095-1175 tarihleri arasında bölgeye Danismendliler egemen olmuşlardı. Sivas’ın başkent olduğu 1142-1171 yılları arasında Mesudiye ve Aybastı yöresi Danişmendlilere bağlanmıştır. Doğu Karadeniz’in Batısı ve Ordu ili topraklarında yasayan halkın Oğuz boyları ile karsılaştıktan sonra bölgede İslâmiyet’in yayıldığı belirtilmektedir. Bu dönemde Ordu sahillerine; Sivas, Niksar, Karakuş (Akkuş), Ünye yolları ile ya da Sivas, Reşadiye, Aybastı, Fatsa yolları ile iniliyordu. Sivas, Koyulhisar, Mesudiye, Gölköy, Ulubey, Vona yolu da kullanılıyordu. Bu yollar üzerinde birçok kale, sığınak, köprü kalıntılarına rastlamak mümkündür.
Ordu tarihine bakıldığında, Eskipazar’ın coğrafi konumu nedeniyle Sivas’tan gelen kervanların konaklama yeri olmaya başladığı, bu hareketliliğin zaman içinde Bayramlı adı ile bir kasabanın doğmasına neden olduğu görülmektedir. Buna göre, Rumların egemenliğinin Fatsa, Bolaman, Yason, Vona gibi sahil yerleşim birimlerinde söz konusu olduğu anlaşılmaktadır. Anadolu Selçuklu Devleti’nin 1308 yılında Kösedağ Savaşı’nda Moğollara yenilmesinden sonra İlhanlılara bağımlı duruma gelmesi üzerine, Ordu toprakları bir süre için İlhanlılara bağımlı olarak Trabzon Rum Devleti'nin sınırları içinde kalmış, 1332 yılında Venedik ve Cenevizlilerin Karadeniz sahil kentlerine ticari amaç ile yerleşmeleri üzerine, Trabzon Rum Devleti bu sahil kentlerinin terk etmek zorunda kalmıştır. Bundan sonra Oğuz boylarından olan Hacı Emiroğulları Beyliği 1344–1461 yılları arasında bölgede egemen olmuştur. Bir yüzyılı asan bu süre içinde, Hacı Emiroğulları Beyi Süleyman Beyin 12.000 kişilik orduyla Mesudiye’den Ordu sahillerine indiği, buradan Giresun üzerine yürüyerek Giresun’u fethettiği bilinmektedir. Bundan sonra Ordu ve Giresun Türklerin eline geçmiştir. 1398 yılında Yıldırım Beyazıt, Hacı Emir Beyliğinin bağlı olduğu Sivas’taki Kadı Burhanettin Devleti'ni Osmanlı Devleti'ne bağlayınca, Sivas, Tokat, Mesudiye, Reşadiye ve Giresun yaylarının da Osmanlı Devleti'ne dâhil olmuş olduğu görülmektedir. Hacı Emir Beyliği, Fatih'in Doğu Karadeniz’e gelmesine kadar varlığını sürdürmüştür. XV. yüzyıl ortalarına ait bir Tahrir Defterine dayalı olarak yapılan saptamalarda, bugünkü Eskipazar ve çevresinden "Bölük-ü Niyabet-i Ordu bi ism-i Alevî" olarak söz edildiği, daha sonra "Kaza-i Bayramlı, nefs-i Ordu nam-i diğer Alevî" adının kullanıldığı, daha sonra da "Nahiye-i Bayramlı nam-i diğer Ordu" adını aldığı görülmektedir. Bu isim değişikliklerinin 1455–1613 yılları arasında olduğu anlaşılmaktadır. 1455–1613 yılları arasında, 1455–1485, 1520, 1547 ve 1613 yıllarına ait beş Tahrir Defterine göre Bayramlının hane sayısı sırası ile 216, 195, 303, 440, 293'tür.
Ordu ilinin bugünlere gelen idari yapısının oluşumu XIX. yüzyıl baslarında başlamıştır. 1805 yılında, Şebinkarahisar Sancağının Erzurum’dan alınarak, Ordu'nun Hapsamana (Gölköy) ve Bucak kasabaları ile birlikte Trabzon’a bağlandığı görülmektedir. Mesudiye ve Aybastı, Erzurum eyaletine bağlı Karahisar Livasına, Fatsa ve Ünye’de Canik (Samsun) Livasına bağlı idiler. Ordu’nun kaza olarak Trabzon vilayetine bağlanması 1871 yılındadır. Bu yılda, Vona (Perşembe), Bolaman, Aybastı, Habsamana (Gölköy) ve Ulubey nahiyeleri Ordu kazasına bağlanarak kaza teşkilatı oluşturulmuştur. Ordunun öncelikle Bayramlı adı ile bugünkü Eskipazar toprakları üzerinde kurulduğu, daha sonra bugünkü Ordu'nun Kotyora tarafında Bucak adı altında başka bir yerleşim biriminin oluştuğu bilinmektedir. XVIII. yüzyılda, Bayramlı adının yerini giderek Ordu'ya bıraktığı görülmektedir. Nitekim 1728 yılındaki bir Vakıf kaydında, Bayramlı kasabasındaki caminin adı "Ordu Cami"dir. Aynı yıllardaki bir fermanda, Ordu Kadısından söz edilmektedir. Bayramlı kasabasının giderek küçülmesi ve önemini yitirmesi, bunun yerine Bucak adı ile anılan yerleşim biriminin giderek gelişmesi ve kasaba haline gelmesi XVII ve XVIII. yüzyıllarda olmuştur. Bayramlı’nın Civil Deresi kıyılarında kurulmuş olması ve burasının bataklık olması nedeniyle, sivrisineklere bağlı hastalıklar dolayısıyla oturulamaz duruma gelmesinin bu gelişmelere neden olduğu belirtilmektedir. Bucaktan Keçiköyü’ne doğru genişleyen yerleşim birimi, Kirazlimanı, Selimiye, Tarbası, Düz mahalleye doğru yayılmıştır. Bu gelişme ve büyüme Bucak adı ile olmuştur. Deniz kenarında bir pazaryeri dahi vardır. Ancak, Ordu adının da halk arasında yaşatıldığı anlaşılmaktadır. Nitekim Bucak adı, 1869 yılında yerini resmen Ordu adına bırakmıştır. XIX. yüzyılda Osmanlı Devleti'nde de idari bölünme, Vilayet, Sancak, Kaza ve Nahiye seklinde olup, tüm XI. yüzyıl boyunca ve 1920 yılına kadar Ordu’nun Trabzon vilayetinin merkez sancağına bağlı kaza durumunda kaldığı gözlenmektedir.
1883 yılında Ordu’nun önemli bir yangın geçirdiğini, kentin bugünkü düzgün sayılabilecek cadde ve sokaklarının bu yangından sonra oluştuğunu, Civil Irmağı taraflarındaki bataklıklar dolayısıyla halkın yazın sivrisineklerden korunmak için Çambası’na göç ettiğini, Rum ve Ermenilerin de genellikle Boztepe’ye çekildiklerini, kentin etrafının mısır tarlaları ve fındık bahçeleri ile çevrili olduğunu belirtmek yanlış olmayacaktır. Ordu, buraya kadar yapılan açıklamalarla ortaya konulmaya çalışılan idari ve sosyal yapısı ile Cumhuriyet dönemine girmiştir.
|
|
ATATÜRK'ÜN ORDU NUTKU |
Muhterem Ordu Ahalisi,
Hakkımda gösterdiginiz samimi tezahürat bende pek derin hissiyat bıraktı. Maalesef ciddi bir sebep aranızda fazla kalmama mani oluyor. Bunun için müteessirim. Fakat vaat ediyorum; ilk fırsatta aranızla daha fazla kalmakla bu tessürü izale edeceğim. Gönül arzu eder ki burada günlerce kalayım ve sevimli köylerinizi temaşa ile zevk alayım.
Arkadaşlar!
Sizin gibi şuurlu bir millete malik olan bu devlet, bütün cihana karşı iftihar etmek hakkına maliktir. Büyük teessürlerle sizden ayrılıyorum. Fakat vaadimi yaptığım zaman bu teessürlerim zail olacaktır.
Allahaısmarladık.
"20.09.1924 “Hakimiyet-i Milliye"
|
|
 |
Sitemizde yer alan resim ve yazıların kopyalanarak izinsiz yayınlanması yasaktır. 
|
|
|
|
|
|
|
|
Sitemizi Ziyaret Eden 18232 ziyaretçi (25031 klik) Kişi Oldunuz. TEBRİKLER..! |
|
|
|
|
|
|
|